
Saldırılara karşı tok yanıt!
Geçtiğimiz hafta pazartesi günü Dalgıç tekstil önüne gerçekleştirilen bildiri dağıtımı sırasında fabrikanın “Nurettin” isimli patronu önce tehditlerde bulunmuş, ardından ise sınıf devrimcilerinin üzerine saldırmıştı. Geçmişte dağıtılan ve Dalgıç Tekstil’in sorunlarını anlatarak işçileri mücadeleye çağıran bildiriyi bahane eden patron “size gıcık oluyorum” gibi sözlerden sonra saldırmış ancak çevredeki işçiler tarafından uzaklaştırılmıştı.
Kurultay Hazırlık Komiteleri çalışanları yaşanan saldırının ardından 14 Mart sabahı Dalgıç Tekstil’in de bulunduğu BEGOS 2. Bölge’de toplu bildiri dağıtımı gerçekleştirdiler. “Asalak patronlara karşı haklarımıza sahip çıkalım!” başlıklı bildiride BEGOS’taki çalışma koşulları anlatıldı ve sendikal örgütlülük çağrısı yapıldı. İzmir İşçi Kurultayı’nın da duyurusu gerçekleştirildi.
Bildiride bulunan “Dalgıç tekstil patronu neden saldırdı!” başlıklı bölümde ise patronun işçilerin örgütlü gücünden korktuğu ve pisliklerinin ortaya saçılmasına engel olmak istediği anlatıldı.
Patrondan provokasyon çabası
Dağıtım sırasında gelen patron fabrikanın içine girdikten sonra “bana mı geldiniz” diyerek kurultay çalışanlarını kışkırtmaya çalıştı. Dağıtımı, fabrikanın bahçesinde birkaç işbirlikçisi ile birlikte izleyen patron daha sonra içeri girdi.
Servislerin fabrikaya gelmeye başlamaları ile birlikte dağıtımlar ajitasyonlar eşliğinde gerçekleştirildi. Yapılan ajitasyonlarda patronun saldırısı teşhir edildi ve bu saldırının amacının işçilerin örgütlülüğünü engellemek olduğu söylendi. Ajitasyonlarda ayrıca patronun yaptığı usulsüz uygulamalara da değinildi.
Patron tarafından servislerde işçilere yaptırılan uyarılar nedeniyle işçilerin bir kısmının çekinerek bildirileri almadığı görüldü. Ancak önemli bir kesim de tüm uyarılara ve patron uşaklarının kapıda beklemesine rağmen bildirileri alarak çantalarına ya da ceplerine koydu.
Birkaç işbirlikçi işçi ise patronun talimatı ile fabrikadan çıkarak kurultay çalışanlarını kışkırtmaya çalıştılar. Kendisi çıkamayan patronun bu çabası ‘sağduyulu’ tavırla boşa düşürüldü. Ardından ise fabrikadaki Kürt işçileri etkilemek için bazı işbirlikçiler kurultay çalışanlarını kastederek “bunlar ülkü ocaklarından geliyor!”, “Çalık grubuna karşı niye söz söylemiyorsunuz!” gibi komik sözler söylediler. Bu sözler işçiler tarafından da tebessüm ile karşılandı.
Ayrıca yapılan ajitasyonların fabrikanın içinden duyulmaması için yüksek sesle müzik yayını yapıldığı görüldü. Mesai başlayana kadar fabrika önünde süren dağıtım boyunca işçilerin büyük bir kısmı fabrikanın bahçesine çıkarak yapılan ajitasyonları ve dağıtımı izledi. Usulsüz çalışma koşullarının yaygın olduğu BEGOS’ta Dalgıç Tekstil’in etrafındaki fabrikalarda çalışan işçiler de dağıtımı ilgi göstererek, işbaşı yapana kadar dışarıda beklediler.
Dağıtımın sonuna doğru fabrika önüne gelen güvenlik şube polisleri de dağıtılan bildirinin bir örneğini almakla yetindiler. Mesai saatinin başlamasının ardından dağıtım sona erdi.
Kurultay Hazırlık Komiteleri / İzmir
Dalgıç Tekstil ve BEGOS’ta dağıtılan bildiri metnini sunuyoruz:
Asalak patronlara karşı haklarımıza sahip çıkalım!
İşyeri komiteleri kuralım, sendikalarda örgütlenelim!
BEGOS işçisi arkadaş,
Buca Organize bölgesi ya da BEGOS, işçiler için bir sömürü cehenneminden başka bir şey değil.
-375 TL’ye 12-14 saat çalışan ayakçılar BEGOS’ta bulunuyor.
-Sefalet ücretine mahkum edilmemiz yetmiyormuş gibi yasal hakkımız olan zamlar dahi uygulanmıyor. Ocak zamları pek çok yerde hala verilmedi.
-Sigorta hakkımız çoğu yerde gaspediliyor, denetim olduğunda ise işçiler kaçırılarak oraya-buraya saklanmaya çalışılıyor.
-Girdi-çıktılarla, tabela değişiklikleriyle kıdem hakkımız hiçe sayılıyor.
-Yıllık izinlerimiz çoğu zaman verilmiyor.
-İsteğe bağlı olması gereken mesailer zorunlu olarak uygulanıyor, beğenmiyorsan çalışma deniliyor
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Ama asıl önemli olan tüm fabrikalarda sorunların üç aşağı-beş yukarı aynı olması. BEGOS’ta sorunlar bu kadar fazlayken işçiler de ne yazık ki bir o kadar dağınık ve örgütsüz. Böyle olunca da bırakalım yandaki fabrikanın sorununu, yan tezgahtaki işçi arkadaşımızın bile sorununa duyarsız kalabiliyoruz. Temel haklarımız için bile mücadele etmiyoruz, boynumuzu büküp kaderimize razı oluyoruz ya da patronların yaptığı edebiyata kanıyoruz.
Dalgıç tekstil patronu neden saldırdı?
Oysa patronlar hiç de o kadar masum değil. Bizler belki gücümüzün farkına varamıyoruz ama patronlar istesek neler yapabileceğimizi pekala biliyorlar. Bu yüzden de korkuyor ve en küçük bir hak arama çabasını bile bastırmak istiyor. Geçtiğimiz hafta da eski adı Netce olan Dalgıç tekstilin patronu fabrika önünde bildiri dağıtan devrimcilere saldırdı. Asalak patron bildiri dağıtılmasını istemiyordu çünkü bu bildiriler onun pisliklerini ortaya saçıyor ve işçileri hakları için mücadeleye çağırıyordu.
Gözünü kar hırsı bürümüş bu kişinin işçilerin sırtından daha fazla kar etmek için yaptıklarını BEGOS’ta bilmeyen yok. Kurnazlıkta sınır tanımayan patron üç kuruş kar etmek için kart okuma makinelerinin saatleriyle oynayıp, servisleri oyalamaktan dahi medet umuyor. Kısa çalışma ödeneğinden para alabilmek için ise işçilere kendi avukatına vekalet verdirmek gibi türlü usulsüzlükler yaptığını cümle alem biliyor.
İşte bunların yazılması ve işçilerin mücadeleye çağırılması patronu böylesine rahatsız ediyor ve bildiri dağıtan devrimcilerin üzerine saldırmaya tenezzül edebiliyor. Ama asalak patronlar şunu da bilirler ki işçilerin hakları ve özgürlükleri için verdikleri mücadele böylesi saldırılarla bastırılamaz. Dalgıç patronu ne yaparsa yapsın işçi ve emekçiler mücadelesini sürdürecektir.
BEGOS işçisi arkadaşlar,
Boynumuzdaki kölelik prangalarından kurtulmak, insanca bir yaşama kavuşmak, asalak patronlardan hesap sormak için tutmamız gereken yol açık!
Öncelikle arkadaşlarımızla bir araya gelmeli ve sorunlarımızı konuşarak işyeri komiteleri kurmalıyız.
Kurduğumuz komite ile birlikte fabrikada yaşadığımız sorunlara müdahale etmeli, tüm sorunlara karşı uygun biçimlerde tepkimizi göstermeliyiz.
İşçilerin haklarını patronlara karşı savunan örgütler olan sendikalarda örgütlenmeli, bunun için komiteler anacılığı ile birliğimizi sağlamlaştırmalıyız.
İzmir’de farklı sektörlerde çalışan ve seninle aynı sorunları yaşayan işçiler “gücümüz birliğimizde!” şiarı ile bir kurultay çalışması başlattılar. İzmir İşçi Kurultayı 3 Nisan Pazar günü saat 11.00’de Fuar Gençlik Tiyatrosu’nda gerçekleştirilecek.
Sen de gücünü kurultay çalışmasına kat. İşyeri komitesi kurarak sendikal örgütlenme yönünde adım at!
Köle değil işçiyiz, örgütlüysek güçlüyüz!
Haklarımız ve geleceğimiz için mücadeleye!
İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder