3 aydır İzmir’in dört bir yanında örgütlenme çalışması yürüten İzmir İşçi Kurultayı, 3 Nisan Pazar günü toplandı. “Gücümüz birliğimizde!” şiarıyla gerçekleşen kurultayda örgütlenme sorunu üzerine canlı tartışmalar yaşandı. Direnişteki Konak Belediyesi işçilerinin de topluca katılım gösterdiği İzmir İşçi Kurultayı, Batıgül Tunç, Ontex ve KDS işçilerinin de katılımıyla örgütlenme deneyimlerinin canlı örneklerini biraraya getirdi.
“Enternasyonalle kurtulur insanlık!”
Kurultay, Menemen, Çiğli ve Buca’dan kaldırılan araçların salona varmasının ardından saat 11.30′da sinevizyon gösterimi ile başladı. “Geçmişi aşarak geleceği kazanacağız!” isimli filmin gösteriminin ardından Kurultay selamlandı. 9 Ocak’tan bu yana sürdürülen kapsamlı çalışmanın özetlendiği konuşma, sınıf mücadelesinde şehit düşenler için gerçekleştirilen saygı duruşu ile sürdü. Saygı duruşunun ardından Enternasyonal marşı okundu ve divan çağrıldı. Kurultay Hazırlık Komiteleri adına gerçekleştirilen açılış konuşmasında işçi sınıfının örgütsüz tablosuna değinilerek, kurultay ihtiyacı tanımlandı. 1 Mayıs’ın öngünlerinde gerçekleştirilen Kurultay’ın aynı zamanda, Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirilen eş zamanlı kurultaylarla işçi sınıfının mücadelesi için anlamı ortaya kondu. Konuşma Nazım Hikmet’in dizeleriyle son buldu.
“İşçi sınıfının mücadelesinin ve örgütlenmesinin önündeki engeller” tebliğinde örgütlenmeyi engelleyen ideolojik ve fiziksel engellerden bahsedildi. İşçi sınıfının örgütlenmesinin, bilinçlenmesinin önündeki fiziki engellerin, burjuvazinin ideolojik ablukasıyla birleşmesi ile beraber işçilerin nasıl bir cendereye hapsoldukları ve kendilerine dayatılan burjuva ideolojisinin, burjuva bakışının kendisine ait olduğunu sanması ile sonuçlandığı vurgulandı. Sınıfın örgütlenmesinin önündeki yasal engellere de ayrıca değinildi.
“Sendikal bürokrasi ve devrimci sınıf sendikacılığı” tebliğinde ise sendikal bürokrasi ele alındı ve onu aşmak için taban örgütlülüklerinin önemine değinildi. Fabrikalarda işyeri komitelerine dikkat çekilirken, sendikal bürokrasiyi etkisiz kılmak için gerekli koşullar özetlendi.
İlk oturum tebliğlerin sunulması ile son buldu ve çay-yemek arasına geçildi. Bu arada işçi kürsüsünde söz almak isteyenlerin isimlerini yazdırmaları çağırısında bulunuldu.
Konak’tan Ontex’e direnişler kurultayda buluştu!
Kurultay’ın ikinci bölümü; Konak, Ontex direnişçileri, KDS direnişçisi ve Batıgül Tunç’un alkışlar ve sloganlar eşliğinde sahneye çıkması ile başladı. İşçiler “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Yaşasın Ontex direnişimiz!”, “Yaşasın Konak direnişimiz!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganları eşliğinde kurultayı selamladı.
Tunç’un ardından Konak Belediyesi direnişçileri adına Yasemin Orallı bir konuşma yaptı. Konuşmasına Kurultayı düzenleyenlere teşekkür ederek başlayan Konak Belediyesi direnişçisi sözlerini direniş sürecini anlatarak sürdürdü.
Orallı konuşmasında taşeron sistemine dair de “Taşeron tek kelime ile köleliği ifade ediyor.” ifadelerine yer verdi. Konak işçilerini taleplerini de şu sözlerle özetledi: “Kölelik sistemi olan taşeron sistemine hayır diyoruz / Sendika hakkı istiyoruz / İş güvencesi istiyoruz!” Konak Belediyesi direnişçisi salondan yükselen “Konak işçisi yalnız değildir!” sloganlarıyla kürsüden indi.
İki Ontex direnişçisi de İzmir İşçi Kurultayı’nda yerlerini aldı. Konuşmasını kurultayı selamlayarak açan Ontex direnişçisi Duray Tezeren 23 yıldır sendikalı olarak çalıştıklarını belirtti. TİS sürecinde Ontex’de örgütlü bulunan Selüloz-İş sendikasının dayatmasına karşı çıktıkları ve taban örgütlülüğü oluşturdukları için patron-sendika işbirliği ile atıldıklarını ifade etti. Sözlerini boykot çağırısıyla bitiren Tezeren, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganlarıyla uğurlandı.
Etkinliğe katılan eski KDS direnişçisi ise konuşmasına Gebze’de süren BERICAP ve ÇEL-MER direnişçilerinin selamını ileterek başladı. KDS fabrikasında yaşanan direniş sürecini anlatan işçi, patronun direnişi bitirmek için işyerine Türk Metal’i soktuğunu ifade etti. Sözlerini “Tek yolumuz var direnmek ve örgütlenmek. Komiteler kurarak sendikaları ardımızdan sürüklemek. İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” şeklinde bitirdi.
İş kollarına dayanan tebliğler
Direnişçi işçilerin ardından iş kollarına dayalı tebliğlerin sunumuna geçildi. Bu bölümde Tekstil, Metal, Demir Çelik ve belediye alanında hazırlanan tebliğler sunuldu. Tebliğlerde iş kollarındaki durum, örgütsüzlük tablosu ve bu tabloyu aşmak için gerekli mücadele yöntemleri tartışıldı. Çözüm önerileri sunuldu. Tekstil alanında Tekstil İşçileri Birliği oluşturulması, metalde grev ile dayanışma için bir günlük yevmiyelerin grevci işçilere gönderilmesi ve dayanışma platformu oluşturulması gibi öneriler sunuldu.
İşçi kürsüsü bölümü, geçtiğimiz hafta sendikal mücadele verdikleri için topluca işten atılan İzmir Senkromeç işçileri adına yapılan bir konuşma ile başladı. Senkromeç’teki kölece çalışma koşullarını anlatan işçi, örgütlenmek için biraraya geldiklerini ama “yanlış sendika”ya gittiklerini söyleyerek Türk Metal’de örgütlenme girişimleri sonucu işten çıkarıldıklarını belirtti. İzmir Senkromeç işçisi saldırıya karşı seslerini çıkaracaklarını ve mücadele edeceklerini ifade etti.
İşten atılan İzmir Senkromeç işçileri kurultaya topluca katılarak, kürsüden yapılan direnişçi işçilerin konuşmalarını ilgiyle dinlediler.
Söz işçilerde!
İlk olarak söz alan Torbalı’dan bir tekstil işçisi 100-150 yıl önceki sömürü koşullarını ve buna karşı verilen mücadeleyi anlattı. Kurultay çalışmalarından da bahseden işçi, konuşmasını “Birlik olursak tüm dünyayı ayağa kaldırırız” sözleriyle sonlandırdı.
Çiğli Organize Sanayi’nden bir metal işçisi ise son yıllarda direnişe geçen fabrikaların isimlerini saydı ve bunun bile örgütlenme eğilimindeki yükselişin belirtisi olduğunu ifade etti.
Çiğli Belediyesi’nden bir işçi de kurultayın hedefinin 4 Nisan’dan başlayarak taban örgütlülüklerini yaratmak yani işyeri komitelerini var etmek olması gerektiğini söyledi. söyledi.
Sosyal Güvenlik Uzmanı Recep Çöl “İhbar tazminatı işçinin şah damarıdır” dedi, işçi sınıfının bu alandaki hak gasplarını anlattı.
Bir petro-kimya işçisi asgari ücretten bahsederek, asgari ücretin belirlenmesinde işçilerin söz sahibi olmadığını, önümüzdeki asgari ücret belirlenmesi sürecinde İzmir’de sendikaların, kitle örgütlerinin ve siyasal kurumların da harekete geçirilerek, asgari ücret mitingleri, eylemleri, panelleri vb. yapılmasını önerdi.
Bir işçi ise işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ın öngünlerinde olduğumuzu belirterek, 1 Mayıs çalışmalarının şimdiden başlamasını ve sınıfın örgütlenme sorunlarının tartışılması için sendikaların, örgütlenme uzmanlarının katıldığı bir sempozyum düzenlenmesini önerdi.
Eski bir kundura işçisi kapitalizmin evrensel krizinden bahsettikten sonra sol hareketin mezhepsel yapısını eleştirdi ve sınıfın örgütlenmesi için yapılan her türlü etkinliğin desteklenmesi gerektiğini belirti.
Kürsüden BDSP adına da bir konuşma yapılarak, Seçim sürecine gelindiğini belirtti. Düzenin seçim oyunu teşhir edildi ve çözümün devrim ve sosyalizm mücadelesinde olduğu vurgulandı.
Manisa Organize Sanayi’nden bir işçi örgütlenme mücadelesi nedeniyle çalıştığı işyerinden atıldığını ifade etti.
Deri İşçileri Derneği adına konuşma yapan bir kişi ise örgütlenmenin güvencesiz ve taşeron işçilere yönelmesi gerektiğini, kendilerinin çalışmalarında yalnız kaldığını anlattı.
İşçi kürsüsünün sona ermesinin ardından sonuç bildirgesinin hazırlanması için bir müzik arası verildi. Türkü ve marşların ardından hazırlanan sonuç bildirgesi taslağı okundu.
Kurultayda yapılan tartışmalar ve yapılan önerilerden yola çıkılarak hazırlanan taslağın okunması ile birlikte bildirge taslağı kurultay iradesi altına alındı ve kurultay sona erdi. Bildirgenin son halinin 10 gün içerisinde kamuoyuna ilan edileceği duyuruldu.
Kurultay’dan notlar:
- Kurultaya ağırlığını belediye, metal ve tekstil işçilerinin oluşturduğu yaklaşık 200 işçi ve emekçi katıldı. Başlarda hayli yüksek olan katılım, konuşmaların sayıca fazlalığının etkisiyle son konuşmacılarda azaldı.
- Kurultayın gerçekleştirileceği Fuar Gençlik Tiyatrosu’na direnişleri selamlayan “Konak, Ontex, DESA, ÇEL-MER… Zafer direnen emekçinin olacak!” ve grevle dayanışma çağrısını yükselten “Metal’de sömürü ve köleliğe karşı grev var! Yaşasın grev yaşasın dayanışma!” ozalitleri asıldı. Ayrıca sahnenin altında 15 dilde “Bütün ülkelerin işçileri birleşin!” yazılı ozalit yer aldı. Sahnenin iki yanına ise Ontex işçilerinin boykot çağrısının yer aldığı afişler ile kurultay afişleri asıldı.
- Salon girişinde Kızıl Bayrak, Ekim Gençliği, Liselilerin Sesi ve Volkan Yaraşır’ın “Yıkıcı Güç, Kolektif Özne” isimli kitabının bulunduğu Eksen yayıncılık standı açıldı. Ayrıca etkinliğe girişte sunulacak tebliğ taslaklarının yer aldığı dosyaların da dağıtımı gerçekleştirildi.
- Kurultay salonunda katılımcıların bilgilerinin, kurultayı nereden duyduğunun ve düşüncelerinin yazılması istenen “kurultay iletişim formları” dağıtıldı.
- Etkinliğe yurtdışında bir programı olması nedeniyle katılamayan Volkan Yaraşır, Sosyalist Kamu Emekçileri, Kültür-Sen İzmir Şubesi mesaj gönderdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder