15 Nisan 2010 Perşembe

“Ne yapalım” deyip seslenelim, hakkımızı isteyelim!

Merhaba,

Şu an çalıştığım işyerinde 5 aydır çalışmaktayım. Geldiğim ilk aylar işler yoktu. Bir gün gidiyorduk, iki gitmiyorduk. Gitmediğimiz günleri hem sigortadan, hem de ücretten kesiyorlardı.


Şimdi gece-gündüz mesaiye kalıyoruz. Cumartesi ve Pazar da dahil mesai parası normal veriliyor. Yani %150 mesai ücreti almıyoruz. Sigorta da kimimizin tam yatarken kimimize yarım yatırılıyor. 150 kişilik fabrikada kimsenin sesi bu haksızlıklara karşı çıkmıyor. “İşten çıkarırlar” deyip boyun eğiyorlar.

Asgari ücret zammı almadık, “vereceğiz” diyorlar. Ama ne zaman verilecek belli değil… Üstelik fabrikada makinacılar bile asgari ücretin altında çalışıyor. Emeklerinin karşılığını bile alamıyorlar.

Çok fazla mesaiye kaldığımızı söylemiştim. Mesaiye kalmamızın yanı sıra sürekli bizden sayı istiyorlar.Bir cumartesi mesaisinde 13.00’e kadar çalışacağımız söylenmişti. Saat geldiğinde bu kez 16.00’ya kadar kalacağımız söylendi. 16.00’da ise saat 19.00’a çıktı. Sanki bizimle çok rahatından dalga geçiyor gibiydiler. Bizlerde hep birlikte işi durdurduk ve çalışmayacağımızı söyledik. Bunun üzerine 19.00 mesaisine kalmadık. Bizi muhatap almak zorunda kaldılar. Haklı olduğumuzu, mesaileri daha düzenli hale getireceklerini söylediler.

“Ne yapalım” deyip seslenelim, hakkımızı isteyelim. Emeğimize sahip çıkalım. TEKEL emekçileri kar-kış demeden direndiler. Seslerini duyurmaya, haklarını savunmaya çalıştılar. Biz de tıpkı onlar gibi direnelim ve hakkımıza sahip çıkalım. Sömürücülere karşı susmayalım, 1 Mayıs’ta tekstil işçileri olarak tek-el, tek-yumruk olarak alanlara çıkalım.

Gaziemir’den bir tekstil işçisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder