11 Şubat Cuma günü Buca BEGOS’ta panele yönelik el ilanları dağıtıldı. Tekstil işçilerinin ilgisine konu olan dağıtımda ayrıca sömürü koşullarının alabildiğine yaygın olduğu Dalgıç Tekstil’e yönelik özel bir bildiri dağıtımı da gerçekleştirildi. Dalgıç tekstil işçisine sorunları karşısında örgütlenmeye ve kurultay çalışmalarına katılmaya çağrı yapan bildiriler işçiler tarafından ilgiyle karşılanırken, patronda ise korkuya neden oldu.
Sabah iş başı saati olan 08.15 civarında yapılan dağıtımda bildirinin içeriğinden korkan Dalgıç Tekstil patronu kurtuluşu düzenin kolluk güçlerini aramakta buldu. Dalgıç Tekstil bina kapısı önüne çekilen ekip arabası ile işçiler terörize edilmeye çalışıldı. Ancak dağıtım devam edip, işçilerin dağıtıma ilgisi artınca düzenin kolluk güçleri kurultay çalışanlarına GBT kontrolü yapıp alanı terk etmek zorunda kaldılar. Bildirileri alıp bina kapısında toplu olarak duran ve bildirileri okuyan işçiler polisler gidince bina içine girdiler.
Resmi ekiplerin dışında BEGOS çevresi de sivil polisler tarafından tam anlamıyla ablukaya alınmış olmasına rağmen panel çağrısı BEGOS’lu tekstil işçilerine ulaştırıldı.
Dağıtılan bildiri metni:
Kölece çalışma koşullarına karşı ayağa kalkalım!
İşyeri komiteleri kuralım,
sendikalarda örgütlenelim!
sendikalarda örgütlenelim!
Dalgıç Tekstil işçisi arkadaş,
Tekstil sektörü sömürünün en yoğun yaşandığı alanlardan birisidir. Var olan kısıtlı haklarımızın dahi gaspedildiği tekstil sektöründe, güvencesiz ve kuralsız çalışma alabildiğine uygulanıyor. İşçiler düşük ücretlerle sefalete mahkum ediliyor, kölece çalışma koşullarıyla insan olma onurumuz ayaklar altına alınıyor.
Haklarımızın yasalar aracılığıyla korunduğu söylüyorlar ama yasaları belirleyenler de patronlar olduğu için onların yasalarından bize bir hayır gelmiyor. Zaten patronlar, mevcut yasal haklarımızı dahi uygulamayarak pervasızca alınterimizden, kanımızdan, canımızdan kazançlarına kazanç katıyorlar.
Dalgıç Tekstil işçisi arkadaş,
Bu sömürü cehennemini en fazla yaşayan belki de sensin. Eski adı Netce olan Dalgıç Tekstil’de pervasızca sömürüyle, şeytana pabucunu ters giydirecek yöntemlerle karşı karşıya geliyorsun!
Kurnazlıkta sınır tanımayan patron üç kuruş kar etmek için kart okuma makinelerinin saatleriyle oynayıp, servisleri oyalıyor. Böylece birkaç dakika da olsa işçileri fazla çalıştırmanın hesabını yapıyor.
Yine hiçbir yasallığı olmamasına rağmen keyfi yere tutulan tutanaklarla hak talep edemeden işten çıkartılmanın yolu açılıyor.
Fazla mesailer isteğe bağlı olmasına rağmen Dalgıç’ta bu mesailer zorunlu olarak uygulanıyor. Üstelik son ana kadar mesaiye kalınıp kalınmayacağı dahi işçiye haber verilmiyor. İşçiler işten ne zaman çıkacağını dahi bilemezken, iş çıkışı için bir plan yapmak dahi mümkün olmuyor.
Üstelik patron hafta içi yasa dışı biçimde “iş yok” ya da “dinlenin” diyerek işçiyi eve yolluyor. Fazla mesai ücretlerimizi de “Kölelik yasası” tabir ettiğimiz iş yasasına dayanarak gasp ediyor.
6 aylık zamlar patronun iki dudağı arasında, işçinin ne zaman ne kadar zam alacağı belli değil. Zam vermekte bu kadar ağırdan alan patronun “kısa çalışma ödeneği”nden para alabilmek için ne gibi usülsüzlükler yaptığını da Dalgıç Tekstil işçisi herkesten iyi biliyor.
Bunlar ve benzerleri yetmiyormuş gibi Dalgıç Tekstil işçisi her gün hakarete uğruyor, tuvaletlerin kilitlenmesine varan aşağılamalara maruz kalıyor.
Dalgıç Tekstil işçisi arkadaş,
Tüm bu sorunları herkesten iyi biliyorsun ama buna rağmen bu sömürü karşısında susan ve boyun eğen de sensin! Sen tek başına elindeki işe muhtaç olabilirsin. Ama unutmamalısın ki patron tüm zenginliği için sana ve senin gibi işçilere muhtaç! Unutmamalı ki bugün patronun dediğinin olmasının tek sebebi işçilerin yalnız ve örgütsüz olması. Biz yanımızdaki arkadaşımıza dahi güvenmezken patron kölelik zincirlerimize yeni halkalar ekliyor.
Bu zincirlerden kurtulmak için öncelikle arkadaşlarımızla bir araya gelmeli ve sorunlarımızı konuşarak işyeri komiteleri kurmalıyız.
Kurduğumuz komite ile birlikte fabrikada yaşadığımız sorunlara müdahale etmeli, tüm sorunlara karşı uygun biçimlerde tepkimizi göstermeliyiz.
İşçilerin haklarını patronlara karşı savunan örgütler olan sendikalarda örgütlenmeli, bunun için komiteler aracılığı ile birliğimizi sağlamlaştırmalıyız.
İzmir’de farklı sektörlerde çalışan ve seninle aynı sorunları yaşayan işçiler “gücümüz birliğimizde!” şiarı ile bir kurultay çalışması başlattılar. İzmir İşçi Kurultayı işçilerin örgütlenme mücadelesinde bir adım olacak. Sen de gücünü kurultay çalışmasına kat. İşyeri komitesi kurarak sendikal örgütlenme yönünde adım at!
Köle değil işçiyiz, örgütlüysek güçlüyüz!
Haklarımız ve geleceğimiz için mücadeleye!
İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!
Tekstil İşçileri Kurultay Hazırlık Komitesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder