13 Şubat 2011 Pazar

Tekstil paneli gerçekleştirildi

İzmir’de yürütülen kurultay çalışmaları kapsamında Tekstil İşçileri Kurultay Hazırlık Komitesi, 13 Şubat günü tekstil işçilerine yönelik bir panel gerçekleştirdi. Çağdaş Hukukçular Derneği’nden Seyhan Güngör Göbekçin ve TEKSİF Sendikası İzmir İl Temsilcisi Faruk Aksoy’un katıldığı panel, “Haklarımızı biliyor muyuz? Sendika nedir? Neden sendikalı olmalıyız?” gündemleriyle gerçekleştirildi.

Panel saat 15.00′te Çağdaş Hukukçular Derneği’nin toplantı salonunda gerçekleştirildi. Kurultay çalışmaları ve tekstil sektöründe yürütülen çalışmalardan bahsedilen açılış konuşmasının ardından ilk sözü TEKSİF İzmir İl Temsilcisi Faruk Aksoy aldı.

Aksoy: “Sendika işçinin isyanıdır!”

Aksoy öncelikle sendika kavramından bahsederek sendikanın esas olarak işçilerin yaşadıkları olumsuzluklara karşı “isyanı” olduğunu söyledi. Tekstil sektöründeki kölece uygulamalardan bahseden Aksoy, sendikalaşmanın önemini ve neden gerekli olduğunu anlattı. Patronların işçileri yalnızlaştırmak ve tekil itirazları da kolayca bastırmak gibi bir gayeleri olduğunu söyleyen Aksoy, sendikalı olan işçilerin güçlü olacağını ifade etti. Aksoy ayrıca sendika ya da konfederasyon ayrımı yapmaksızın sendikalaşma çağrısı yaptı.
Faruk Aksoy konuşmasında sendikalaşmanın önündeki engelleri de vurgulayarak örgütlenmenin zorluklarını anlattı, tüm bu zorluklara rağmen mücadelenin verilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca sendikal bürokrasinin parçalanması için tabana yönelinmesi gerektiğini söyledi.

Yasal haklar ve fiili mücadele

Faruk Aksoy’un ardından ÇHD üyesi Seyhan Güngör Göbekçin söz aldı. Göbekçin çalışma hayatını düzenleyen yasalarda “işçinin rızası” alınması gerektiğine dair pek çok madde olduğunu söyledikten sonra bu rızanın hiçbir zaman alınmadığını belirtti. Bunun sebebinin ise her şeyden önce işçilerin örgütsüzlüğü ve tek başına ses çıkaramıyor oluşu olduğunu anlattı.

Geçmişte iş yasasındaki düzenlemelerin işçiyi koruma yönünden daha olumlu maddeler de içerdiği ancak bunun yıllardır yapılan düzenlemeler ile büyük ölçüde gaspedildiğini anlatan Göbekçin, son süreçte hazırlanan yasaları ve hak gasplarını açıkladı. Sermayenin işçileri yapabildiği kadar köşeye sıkıştırdığını ve buna karşı ses çıkarmak gerektiğini söyledi. Göbekçin Avrupa’da yaşanan hak gasplarına karşı verilen mücadeleden de örnek verdi.

Sunumların ardından soru-yanıt bölümüne geçildi. Bu bölümde kısa çalışma ödeneği, üretimin parçalanması ve taşeronlaşma, sendikal bürokrasi gibi konulara dair sorular yöneltildi. İşyerlerinde yaşanan sorunlardan bahsedildi. Canlı tartışmaların da yaşandığı bu bölümün ardından panel 27 Şubat’ta yapılacak 8 Mart etkinliğinin çağrısı ile son buldu.

Pazar günü olmasına rağmen pek çok fabrikada mesaiye kalınıyor oluşunun katılımı olumsuz etkilediği panel, kurultay çalışmalarının gündemleştirilmesi ve katılımcıların fabrikalarında yürütecekleri çalışmalara hazırlık açısından anlamlı bir etkinlik oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder