28 Şubat 2011 Pazartesi

İzmir’de emekçi kadın buluşması

İzmir İşçi Kurultayı hazırlıkları kapsamında Kurultay Hazırlık Komiteleri “Yaşamın yarısından kavganın yarısına!” şiarları bir etkinlik düzenlediler. Haftalar öncesinden hazırlık çalışmaları başlayan etkinlik 27 Şubat Pazar günü Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirildi.

8 Mart’ı kurultay hazırlıkları kapsamında temel bir gündem olarak ele alan Kurultay Hazırlık Komiteleri, haftalar öncesinden etkinliğin çalışmalarına başladı.

Hazırlanan çağrı afişleri ve etkinlik davetiyeleri Çiğli, Karşıyaka, Bayraklı, Alsancak, Basmane ve Buca başta olmak üzere kentin önemli merkezlerinde yaygın biçimde kullanıldı. Ayrıca davetiyeler kurum ve sendikalara da bırakıldı. Çıkarılan çağrı amaçlı el ilanları da yerel bültenler ile birlikte fabrika önlerinde ve merkezi noktalarda dağıtıldı.


Kurultaya yürüyoruz!”

Etkinliğin yapıldığı Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi Marmara Salonu’na New York’lu Tekstil İşçilerinin Yolundayız! / Tekstil İşçileri Bülteni”, “Kurultaya yürüyoruz! 3 Nisan’da İzmir İşçi Kurultayı’nda buluşalım!” ve 8 Mart eyleminin yer ve saatinin yer aldığı “Cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye karşı 8 Mart’ta alanlara / BDSP” pankart ve ozalitleri asıldı. Ayrıca emekçi kadınların mücadele tarihinden kesitlerin yer aldığı bir de resim sergisi kullanıldı.

Salonun dışına ise yerel ve sektörel bültenler, Kızıl Bayrak gazetesi ve Volkan Yaraşır’ın yeni kitabının satışının yapıldığı Eksen Yayıncılık standı açıldı. Ayrıca kurultay çalışmaları kapsamında yürütülen imza kampanyası için de imza toplandı.

Etkinlik Çiğli ve Buca’dan kaldırılan araçların salona ulaşmasının ardından saat 14.30’da başladı. “Yaşamın yarısından kavganın yarısına!” isimli sinevizyon gösteriminin ardından Kurultay Hazırlık Komiteleri adına bir konuşma yapıldı.

Açılış konuşmasında bu yıl 8 Mart’ın kadına yönelik şiddetin, sömürünün baskının giderek ağırlaştığı koşullarda karşılandığı ifade edildi ve 101 yıl önce hakları için mücadele eden emekçi kadınların bugün de hakları ve geleceği için mücadele etmeye devam ettiği söylendi. Konuşmada Tunus ve Mısır’da direnen kadınların özgürlük mücadelesine değinilerek Türkiye’de de yeni yasalarla örneğin Torba Yasa ile emekçilerin haklarının alınmaya çalışıldığı vurgulandı. Son yıllarda medyanın ve yasaların meşrulaştırdığı kadına yönelik şiddet olaylarına da değinilerek şunlar söylendi:

“Sermayenin bu saldırılarının yanı sıra bir parçası olara kadına yönelik şiddet ve taciz olayları da gün be gün artıyor. Ocak 2011 ayında yani sadece 1 ayda 6 kadın cinayeti, 8 kadın intiharı, 450 şiddet olayının yaşanması durumun vahametini gösteriyor. Sermayenin medyası da yasaları da kadına yönelik uygulanan bu şiddete ortak oluyor, reklamıyla, dizileriyle, ceza indirimleri ve aflarıyla kadına yönelik saldırıları meşrulaştırıyor.”

Bugün emekçi kadınların kurtuluşunun örgütlenmekten geçtiğini ve İzmir’de de İzmir İşçi Kurultayı ile işçilerin parça parça süren mücadelelerinin birleştirilmesinin hedeflendiği vurgulandığı konuşma şu sözlerle son buldu:

“İnsanca ve onurluca bir yaşam için mücadele ediyoruz. Bugün Ortadoğu kaynıyor, Avrupa da işçi sendikaları ayakta. Türkiye’de de mevzi mevzi direnenler var. İstanbul da Ontex çocuk bezi fabrikasında işten atılan 20 işçi direniyor, metal sektöründe grev ilanı var, burada İzmir de taşeron işçilerin mücadelesi bir belediyeden bir diğerine sıçrıyor. Tüm bu mücadele dinamiklerinin birleşmesi ancak ve ancak birlik olup örgütlenmesiyle mümkündür.

Buradan katılan tüm dostlarımızı, başta emekçi kadınları olmak üzere, işçileri, emekçileri, öğrencileri gücümüzü birleştirmeye İzmir İşçi Kurultayı’na ve çalışmalarına katılmaya çağırıyoruz. Cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye karşı, haklarımız ve geleceğimiz için örgütlenmeye, mücadeleye.”

 
Konuşmanın ardından Çiğli İşçi Kültür Sanat Evi Derneği’nin hazırladığı şiir dinletisine geçildi. İki emekçi kadının sunduğu şiir dinletisini Duvara Karşı Tiyatro Topluluğu’nun (DKTT) “Ya kızımız olursa” başlıklı oyunu izledi.

Kapitalizmin kadınları nasıl bir cendereye aldığı ve onlara belli roller biçtiğinin vurgulandığı oyun izleyiciler tarafından ilgiyle izlendi. DKTT’nin oyununun ardından ilk bölüm sona erdi.

Kurtuluş örgütlü mücadelede!

İkinci bölüm tekstil işçilerinin hazırladığı bir oyun ile başladı. Bir tekstil işçisi kadının evde koca ve baba dayağı yemesi, işyerinden ustanın tacizlerine uğramasının anlatıldığı oyun işçilerin hep birlikte Ekmek ve Gül şiirini okuması ile son buldu.

İşçi Kürsüsü bölümünde ise ilk olarak ev temizliğinde çalışan bir kadın emekçi söz aldı ve kadının çifte sömürüsünü yaşamından örneklerle anlattı. Ayrıca yaptığı işin zorluklarını ve toplum tarafından nasıl görüldüğünü anlattı.

Bir tekstil işçisi ise konuşmasında tekstil patronları zenginleşirken işçilerin daha fazla sefalete sürüklendiğini, buna karşı örgütlenmek dışında bir çare olmadığını belirtti. Sendikal mücadele çağrısı yaptı.
 
Söz alan bir demirçelik işçisi sektöründe yaşadığı sorunları ve mücadele deneyimlerini aktardı. Bir kadın öğrenci ise emekçi kadınların yaşadığı zorlukların benzerlerini öğrencilerin de yaşadığına dair bir konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından etkinlik Aliyar’ın söylediği türkü ve marşlarla son buldu. Etkinliğin sonunda 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün anlamı yinelendi ve İzmir’de 8 Mart günü yapılacak eylemin çağrısı ile etkinlik sona erdi.

Baştan sona coşkulu bir atmosferde geçen etkinliğe ağırlığını tekstil işçisi kadınların oluşturduğu 120 kişi katıldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder