10 Ağustos 2011 Çarşamba

Kıdem ve diğer kazanılmış haklarımıza sahip çıkmak için iş yeri komiteleri kurarak örgütlenelim!

Seçimlerle birlikte gücünü pekiştiren AKP hükümeti patronların hayallerini gerçekleştirmek için düğmeye bastı. Bizleri günden güne sefalete sürüklemek için ellerinden geleni yapanların hedefinde bu kez de kıdem tazminatı hakkımız var. Sadece kıdem tazminatı da değil, aynı zamanda esnek çalışma ve bölgesel asgari ücret gibi çok yönlü bir saldırı dalgası ile karşı karşıyayız.

Hükümet kıdem tazminatının gaspını, “işgücü piyasasının rekabet edebilirliğini arttırmak ve işletmeler üzerideki mali yükü azaltmak” olarak gerekçelendiriyor. Bu, işçiyi güvencesiz bırakmak, sermayenin sırtındaki yükleri ise almak demektir.

Gerçek budur, ama hükümet sözcüleri kıdem tazminatının kaldırılacağını söyleyenleri yalancılıkla suçluyor. Bu tam bir demagoji ve çarpıtmadır. Kıdem tazminatı kaldırılmıyor, ama içi boşaltılıyor, işçi sınıfına sağladığı ne kadar yarar varsa hepsi yok ediliyor.

Biz tekstil işçileri için de bu saldırı tüm diğer işçi kardeşlerimiz gibi çok yakıcı bir yerde duruyor. Küçük ölçekli işletmelerde çalışan tekstil işçileri zaten bugün bile güvencesiz çalışma ile karşı karşıyalar. Yeni yasa ise bu güvencesizliğe çözümmüş gibi sunularak aslında mevcut “yasadışılığı” yasal hale getiriyor. Kağıt üzerinde bile uygulanmayan kıdem tazminatı hakkımız, tamamen elimizden alınmak kölelik yasalaştırılmak isteniyor.

Büyük tekstil fabrikalarında çalışan işçiler ise yıllardır verdikleri emeğin, kazandıkları kıdemin çöpe atılması ile karşı karşıyalar. Aynı zamanda bu, sınırlı iş güvencelerinin de ortadan kalkması anlamına geliyor.

Kardeşler!

Durum bu kadar açık olduğuna göre, işçi sınıfının yapması gereken genel greve hazırlanmaktır. Çünkü sermaye ve hükümet gözünü karartmıştır. Dolayısıyla bu saldırıları püskürtmek için genel grev silahına başvurmak dışında başka çare yoktur.

Elbette deneyimlerimizle iyi biliyoruz ki, işçi sınıfının özsavunma örgütleri olan sendikalarımızın başında oturan bürokratlar böyle bir mücadeleyi örgütlemeyeceklerdir. Konfederasyonların başında oturanların, özelde Türk-İş yönetiminin ise şimdiden satış için hazırlık yaptığına kuşku duymamalıyız.

O halde ihanete karşı da hazırlıklı olmalıyız. Fakat ihanet olacak diye mücadeleden de geri durmamalıyız. Yapılması gereken taban örgütlerine dayanarak mücadeleyi bizzat örgütlemek, sendika yöneticilerini de harekete geçmeye zorlamaktır.

Bunun için yapmamız gereken ilk iş ise genel grev için komitelerimizi kurmaktır. Genel grev komitelerimizi kurarak mücadeleyi işyeri işyeri, havza havza, kent kent yükseltmektir.

Gün mücadele günüdür, gün kavga günüdür. Gün sermayeyi ve işbirlikçilerini durdurmak için genel grevi örgütleme günüdür.




İşte sermayenin yeni saldırı planı!


Kıdem tazminatı gaspedilecek:
Mevcut kıdem tazminatı uygulamasına son verilerek her bir işçinin bireysel hesabının olduğu kıdem tazminatı fonu oluşturulacak. İşçinin bu fondan yararlanmak için 10 yıllık bir kıdeme sahip olması gerekecek. 10 yılı dolduran işçi ise ancak fondaki hesabından kısmen para çekebilecek. Kalan bakiyesi de işten atılma durumunda değil, ancak emeklilik halinde ödenecek. Böylelikle sermaye işten atmanın önünde bir engel olan kıdem tazminatı yükünden kurtulmuş olacak.

Dahası var. Belgeye göre işçinin ancak yarım yamalak aldığı kıdem tazminatı miktarı da düşürülüyor. Öyle ki; 1 yıl için 1 aylık ücret tutarında hesaplanan kıdem tazminatı miktarı, 20 yıl için 6 ay olarak hesaplanacak. Böylelikle kıdem tazminatları aynı zamanda kuşa da çevrilmiş olacak.

Esnek ve kuralsız çalışma düzeni kurulacak:
Kısmi ve part-time çalışma genel bir uygulama haline getiriliyor. Bunun için yapılacaklardan birisi, belirli iş sözleşmelerinin üst üste yapılmasına son vermek olacak. Mevcut yasada belirli süreli iş sözleşmeleri, ikinci kez yapıldığında otomatikman belirsiz süreli iş sözleşmesi haline geliyor.

Bu kadarıyla da yetinilmiyor, belgeye göre belirli süreli çalışma 25 yaş altı için daha da kolaylaştırılacak. İş paylaşımı, esnek çalışma modeli, uzaktan çalışma gibi esnek çalışma biçimleri için de yasal düzenlemeler yapılacak. Ayrıca genç işçilerin sömürüsüne yoğunluk verilecek. Zira belgede gençlerin işe girişlerini kolaylaştırmak adı altında 25 yaş altındakilere 4 ay süreli deneme çalışması getiriliyor.


Özel İstihdam Büroları ile amele pazarları canlanacak:
Bu düzenleme ile modern amele pazarları oluşturularak kölece çalışma pekiştirilecek. Çünkü kapitalistler ihtiyaç duydukları işçileri bu bürolardan karşılayacak, işi bittiğinde de hiçbir hukuki sorumluluğu olmayacak. Böylelikle sendikal haklar ve toplu sözleşme düzeni el çabukluğuyla ortadan kaldırılacak.

Asgari ücret fiilen kaldırılıyor:
Ülkeyi bölgelere ayırarak sermayeye ucuz (daha doğrusu bedava) işgücü imkanı tanıyacak bu uygulama, asgari ücretin de fiilen kaldırılması anlamına geliyor.

Asgari ücret ile ilgili bir diğer düzenleme ise asgari ücretin yaş sınırıyla ilgili. Şu anda 16 olan asgari ücret sınırı 18’e çıkarılacak. Böylelikle genç emek sömürüsünün önündeki bir engel daha kaldırılmış olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder