TEKEL işçileri iki ay önce, özelleştirme saldırısına karşı, özlük haklarına sahip çıkmak için alanlara çıkmış ve Ankara’yı direnişin merkezi haline getirmişti. Ankara’nın göbeğine kurdukları direniş çadırları ile patronlar devletinin kalbinde işçi sınıfının haklı taleplerini haykırmışlardı.
TEKEL işçilerinin kararlılıkla sürdürdükleri direniş 2 ayı geride bıraktı. Bu iki ay içerisinde gerek devletin kolluk güçleri ve siyasetçileri, gerekse sendika bürokratları direnişi kırmak için türlü oyunlara başvurdular. TEKEL işçileri direnişlerinin ilk günlerinde polisin gaz bombaları ve coplarıyla karşılaştılar. Ancak saldırıya rağmen geri çekilmediler. Saldırıyı püskürttüler.
15 Şubat 2010 Pazartesi
Tekstil İşçileri Bülteni - Şubat 2010
Tekstil İşçileri Bülteni Şubat 2010 sayısını okumak için tıklayın!
14 Şubat 2010 Pazar
İzmir’de hayat TEKEL işçileri için durdu!
TEKEL işçileri ile dayanışma amacıyla ilan edilen bir günlük dayanışma grevi İzmir’de geniş çaplı yankı buldu. Özellikle belediye otobüslerinin ve trenlerin çalışmaması hayatı durdurdu, grevin etkisini kentin dört bir yanında hissettirdi. Konak’ta gerçekleştirilen eyleme katılım ise 20 bine yakındı.
Direnişteki Kadın TEKEL işçilerinin 8 Mart üzerine düşünceleri
Birnaz Altın (İzmir / Balatçık TEKEL): Ben en azından bu yıl TEKEL işçisi kadınları onure etmek adına etkinliğin adının değiştirilmesini, direnen emekçi kadınlar günü olarak değiştirilmesini isterim. Buradaki kadınlar bunu fazlasıyla hak ediyorlar
Buca’da TEKEL direnişine destek
Buca’da faaliyet yürüten ilerici ve devrimci güçler tarafından oluşturulan Buca TEKEL İşçileriyle Dayanışma İnisiyatifi, gerçekleştirdiği eylem ve etkinliklerle TEKEL direnişini selamlıyor. Dağıtılan binlerce bildiri ve elilanı ile işçilerin talepleri haykırılıyor, yapılan afişler ile dayanışma çağrıları yükseltiliyor.
New York’tan TEKEL’e, kadınlar direniyor!
8 Mart 1857 yılında New York’lu tekstil işçisi kadınlar çalışma koşullarının iyileştirilmesi, “Eşit işe eşit ücret!”, “8 saatlik iş günü” talepleriyle greve çıktılar. 40 bin dokuma işçisinin katıldığı grevi sonlandırmak isteyen patronlar, işçileri fabrikaya kilitledi. Fabrika ateşe verildi ve çoğunun kadın olduğu 129 işçi yanarak can verdi.
Hukuk köşesi: Fazla çalışma (mesai) nedir?
Tekstil işçileri olarak emek sömürüsünün yoğun olarak yaşandığı bir sektörde çalışıyoruz. Bir çok arkadaşımız yasal haklarını bile bilmiyor. Bu durum da patronların ekmeğine yağ sürüyor. Bundan böyle hukuk köşemizde yasal haklarımızı işlemeye çalışacağız. Bu sayıda da son iki aydır hemen her arkadaşımızın şikayet ettiği ve iş kanunda nasıl bir uygulamaya dayandığını bilmediği ‘Fazla çalışma ( mesai) nedir, fazla Çalışma zorunlu mudur?. konularını İş Yasası içerisinde ele alacağız.
Günü kurtarmak değil geleceği kazanmak!
Tekstil işçileri olarak bizler bir çok kötü olayla karşılaşıyoruz. Bunların bir çoğu ise sessiz kalıp hakkımızı aramamamızdan kaynaklanıyor.
Örneğin mesai saati içinde çalışırken yaptığımız işlerde bozuk veya yanlış çıkabiliyor. Bunların telafisi bize mesai saatinde değil de paydos aralarında yaptırılıyor. Bu uygulamayı bir çoğumuz kabulleniyoruz ve paydosumuzu çalışarak geçiriyoruz. Oysa doğru ve hatasız işler gibi tamirleri de mesai saati içinde yapmamız gerektiğini biliyoruz. Ama buna ses çıkartamıyoruz çünkü bizimle beraber çalışan diğer işçilerin bizi desteklemeyeceğinden korkuyoruz.
Örneğin mesai saati içinde çalışırken yaptığımız işlerde bozuk veya yanlış çıkabiliyor. Bunların telafisi bize mesai saatinde değil de paydos aralarında yaptırılıyor. Bu uygulamayı bir çoğumuz kabulleniyoruz ve paydosumuzu çalışarak geçiriyoruz. Oysa doğru ve hatasız işler gibi tamirleri de mesai saati içinde yapmamız gerektiğini biliyoruz. Ama buna ses çıkartamıyoruz çünkü bizimle beraber çalışan diğer işçilerin bizi desteklemeyeceğinden korkuyoruz.
Köle değil işçiyiz, örgütlüysek güçlüyüz!
İşçiyiz biz, var eden üreteniz. İşçiyiz ve hep böyle kalacağız. Tekstil işçisi, inşaat işçisi güvenlik, hastane vb nerde olursak olalım işçiyiz.
Kendi çalıştığım sektörden biliyorum, genelde kadınlar hep evlenip kurtulacağını düşünür ve işçi kalacağını kabul etmez. Ama hayat böyle olmaz genelde. Yaşam koşullarının zorluğu onları çalışmaya mecbur bırakır. Bizim kaderimiz öyle ya da böyle işçi sınıfının kaderidir. Kimilerimiz de başka sektörlerde çalışmayı kurtuluş olarak görür. Kendine, kaçacak delik arar. Oysa biz her yerde işçiyiz!
Kendi çalıştığım sektörden biliyorum, genelde kadınlar hep evlenip kurtulacağını düşünür ve işçi kalacağını kabul etmez. Ama hayat böyle olmaz genelde. Yaşam koşullarının zorluğu onları çalışmaya mecbur bırakır. Bizim kaderimiz öyle ya da böyle işçi sınıfının kaderidir. Kimilerimiz de başka sektörlerde çalışmayı kurtuluş olarak görür. Kendine, kaçacak delik arar. Oysa biz her yerde işçiyiz!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)