İşçiyiz biz, var eden üreteniz. İşçiyiz ve hep böyle kalacağız. Tekstil işçisi, inşaat işçisi güvenlik, hastane vb nerde olursak olalım işçiyiz.
Kendi çalıştığım sektörden biliyorum, genelde kadınlar hep evlenip kurtulacağını düşünür ve işçi kalacağını kabul etmez. Ama hayat böyle olmaz genelde. Yaşam koşullarının zorluğu onları çalışmaya mecbur bırakır. Bizim kaderimiz öyle ya da böyle işçi sınıfının kaderidir. Kimilerimiz de başka sektörlerde çalışmayı kurtuluş olarak görür. Kendine, kaçacak delik arar. Oysa biz her yerde işçiyiz!
İşçi olduğunun bilincine varanların önünde ise kimse duramaz. TEKEL işçilerini görüyoruz. Devlet TEKEL’i yok pahasına sattı.Sonrada işçilere yan gelip yatıyorlar dedi. Satmasaydı da işçiler yatmasaydı! TEKEL’i Türkiye’nin 3. büyük şirketi, vergi rekortmeni yaparlarken işçilere “siz var ettiniz burayı” demiyorlardı. Ama şimdi tersini söyleyebiliyorlar.
Tekel işçileri bizlere yürümemiz gereken yolu en yakından göstermişlerdir. Kimilerimiz ise Erdoğan’ın oyunlarına gelerek tekel işçileri için “onlar da çok para alıyorlar, biz 500 lira alıyoruz, onlar da bizim gibi alsınlar” diyor. Biz 500 TL’ye geçinebiliyor muyuz ki onlardan da bunu istiyoruz? Bu ücrete çalışmayı kabul ettiğimiz için bizler suçluyuz aslında! Hak verilmez hak kazanılır.
4-C kölelik sistemidir. Bunun kabul edilmesi bütün işçilerin aleyhine olacaktır. Bizler getirilen bütün uygulamaları kabul ettikçe onlar daha kötüsünü acımadan dayatacaklardır. İnsanları sözleşmeli, hiç bir iş güvencesi olmadan, kıdem tazminatı hakkından mahrum 600 TL’ye çalışmaya zorluyorlar. Olamaz böyle bir şey! İşçi 4-C’yi kabul edecek, işe girecek, 1 yıl sonra işten çıkarılacak. İşte devletin çözümü…
Artık sirkelenip kendimize gelmenin zamanı gelmiş geçmektedir. Köle değiliz biz İŞCİYİZ!
Gıda Çarşısı’ndan bir tekstil işçisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder