2010 yılının ilk Tekstil İşçileri Bülteni ile merhaba! 2009 yılı sermayenin yeni saldırıları devreye soktuğu, işçi ve emekçilere dayatılan yıkım ve köleliğin katmerleştiği bir yıl oldu. Etkisini arttıran kriz işçilerin boynuna yeni kölelik prangaları takarken krizi fırsata çevirmeye çabalayan patronlar takımı kârlarına kâr, servetlerine servet kattılar.
2009 biz tekstil işçileri açısından da zor bir yıl oldu. Kriz ile birlikte işverenler tarafından “öldük bittik” naraları atılmaya başlandı. Bu naralar onların “bitiş”inden çok bizlerin zaten kıt kanaat sürdürdüğümüz yaşamımızın daha da zorlaşacağının sinyalleriydi. Ve çok geçmeden krizden payımıza düşeni fazlasıyla aldık. İşten atmalar, ücretlerin düşürülmesi, taşeronlaştırma, sigortasız çalışma v.b…
Tüm bu uygulamalar devam ediyor. En küçük bir iyileştirme isteği patronlar tarafından “kriz var ne yapalım diye yanıtlanıyor” diye yanıtlanıyor. Ama gelin görün ki patronlar kendi dergilerinde krizi nasıl atlattıklarını, övüne övüne anlatıyorlar. Anlatıldığına göre 2008’den bu yana devam eden ihracattaki düşüş yerini yıl sonunda artışa bırakmış. Özellikle Avrupa pazarına ihracatta artış yaşanmaya başlanmış. Almanya’ya hazır giyim ihracatı yüzde 16.7’ye, tekstil ihracatı ise yüzde 13.6’ya ulaşmış. Diğer ülkelerde ise yüzde 20-45’lik artışlar söz konusu.
O zaman sormak gerekiyor, “madem kriz anlatılmış Kapanan bunca işletme, düşen ücretler, artan mesailer, işten çıkarmalar, ücretsiz izinler neyin nesi?” Yalnız bizim çalıştığımız alandan baksak MTK’da bir ayda 3500 işçi işten atıldı. Bu sayı Begos’ta binin üzerinde, Gıda’daki sayıyı tam vermek bile mümkün değil.
Oysaki hep söylediğimiz üzere bu bir kader değil. Biz gücümüzü birleştirip mücadele edersek, fabrika fabrika, atölye atölye örgütlenirsek haklarımızı söküp alırız. Bunun için Buca’da, MTK, Begos ve pek çok fabrikadan öncü işçiler olarak biz yeni yıla umutla giriyoruz. Çünkü tüm bu olup bitenlere karşı mücadele etme isteğimiz ve azmimiz var. Bir araya geldiğimizde patronların kaçacak delik arayacağını biliyoruz. Ve geleceğin işçi sınıfının olacağına, bu asalak patronların ve onların kan emici düzenlerinin yerle bir edileceğine kesin olarak inanıyoruz.
2009 krizin faturasını reddeden işçilerin militan eylemlerine de sahne oldu. Özellikle 2009’u 2010’a bağlayan ve birinci ayını geride bırakan TEKEL direnişi bize yürümemiz gereken yolu gösterdi. Eşleriyle, çocuklarıyla Ankara’ya giden ve eylemlerini sürdüren TEKEL işçilerinin yaktığı direniş ateşi 2010’un sıcak geçeceğinin de ilk işaretlerini verdi.
Şimdi TEKEL işçilerinin tutuğu yoldan yürümenin zamanı! Sömürüye; güvencesiz, sigortasız, sendikasız, kölece çalıştırılmaya, sefalet ücretine razı olmamak için önümüzdeki tek yol birlikte mücadeleyi yükseltmek.
Begos’ta, MTK’da, Gıda’da ve tüm Buca’da hatta tüm İzmir’de tekstil işçilerinin ortak bir örgütlenmeye ihtiyacı vardır. Vakit kaybedilmeden bu örgütlenme kurulmalıdır.
Biz Tekstil İşçileri Bülteni’ni çıkaran işçiler olarak tüm işçi kardeşlerimizin yeni yılını kutlarken gelecek senenin, geçen seneden daha iyi olabilmesi için hepinizi yürüttüğümüz mücadelelere omuz vermeye, gücümüze güç katmaya çağırıyoruz. 2010’u sermayenin kabusu haline getirmek için kavgaya!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder