29 Şubat 2012 Çarşamba

DİSK/Tekstil'de kirli çatışma

DİSK/Tekstil Sendikası, örgütlü olduğu en büyük fabrika olan Adana BOSSA’yı kaybetme riskiyle karşı karşıya. Yıllardır DİSK/Tekstil'in başına çöreklenen Rıdvan Budak ve ekibinin ağırlığı olan genel merkezle problemli olan Bossa Adana Şube yönetimi son olarak DİSK /Tekstil ile ipleri tamamen koparıp Hak-İş'e bağlı Öz İplik-İş Sendikası'na geçti.

Şube yönetim, denetim, disiplin kurulu ve temsilciler Tekstil'den istifa ederek Öz İplik-İş'e geçtiler.


İşçiler Öz İplik-İş'e geçiyor

Eski şube yönetimi Genel Merkezin son genel kurul seçimlerinin ardından kendilerine yönelik istifa baskıları yapılmasını gerekçe gösterirken, genel merkez ise eski Bossa yöneticilerini DİSK’e ve sınıfa ihanet etmekle suçluyor. Sendika içinde antidemokratik ve bürokratik bir dizi uygulamanın altına imza atan Rıdvan Budak ve ekibi, meselenin özünde birtakım kirli işlerin ve çıkarların yattığını dile getiriyor.

BOSSA fabrikalarında çalışan 1700 işçiden 900’ünün de Öz İplik-İş’e geçtiği iddia edilirken, olayların bu duruma gelmesi üzerine DİSK/Tekstil Genel Sekreteri Muzaffer Subaşı konu ile ilgili sendika binasında 28 Şubat günü bir basın toplantısı düzenledi. Yapılan açıklamada eski yönetim “bir avuç çıkar çetesi” olarak suçlanırken, bu çetenin başında Recep Türkyılmaz, Sedat Çetin ve Muzaffer Özbulut ile bir grup arkadaşlarının olduğunu söyledi. Subaşı, istifa eden BOSSA şube yönetiminin sendikaya zarar verdiğini ifade ederek, iki dönemdir sendikayı seçime götürenlerin kazanmadıkları için işçileri kışkırttığını söyledi. İstifa eden BOSSA şube yönetiminin imzalanan sözleşmede hak kayıpları olduğu yönünde propaganda yaptığını ama imzalanan sözleşmede herhangi bir kaybın olmadığını belirtti. Subaşı, istifa dilekçelerinin zorla işçilere imzalatıldığını söyleyerek, bu yolla dün “DİSK bizim namusumuzdur” diyenlerin şimdi bir ihanet içinde olduklarının altını çizdi.

Öte taraftan dağıtılan basın metninde ve DİSK/Tekstil Haber özel sayısında “çıkar çetesi” olarak adlandırılan eski DİSK Tekstil Bossa yöneticilerinin icraatlarına dair belgeler de paylaşıldı. “Taşeron patronu sendikacı” olarak suçlanan eski yönetimin girmiş oluğu çarpık çıkar ilişkileri böylece gün yüzüne çıkmış oldu.

Adana BDSP konuyla ilgili değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:

“Genel merkez tarafından eski şube yönetimi hakkında iddia edilen bu suçlamaların elbette bir doğruluk payı var. Ancak genel merkezle yollarını ayıranların sendikal geçmişleri, ayrışma sürecine kadarki dönemde nasıl bir uyum olduğu ise merak konusu oluyor. Budak ve ekibini temiz kılan nedir sorusuna 'sınıf sendikacılığı' cephesinden bakanlar görecektir ki 'sınıfa ihanet', patronlarla kolkola girmek sadece bugün yollarını ayırarak maskelerini indiren eski şube yönetiminin suç hanesine yazılı değildir.

Şu örnek bile DİSK Tekstil’e mevcut hakim anlayışın Bossa işçisine ne verdiğini göstermektedir. Bossa işçileri Adana’da gerçekleşen hangi hak alma eyleminde DİSK Tekstil pankartının arkasında sıralanmıştır. Toplu sözleşme dönemleri de dahil olmak üzere Bossa işçisinin sınıf bilincini geliştirici ne tür çalışmalar yapılmıştır. Elbette bu ve benzeri sorular daha da artırılabilir. Ortaya çıkan gerçek şudur ki; bu durum sadece eski yönetimin sendikal anlayışına has bir davranış değildir. DİSK/Tekstil'in örgütlü olduğu diğer yerler için de benzer örnekleri vermek hiç de zor değildir.

Hâlihazırda DİSK/Tekstil adına sadece Adana’da değil, işkolu olarak da oldukça önemli bir fabrikada DİSK yetkisini kaybetme tehlikesini yaşamaktadır. Gerek Adana için gerekse Türkiye işçi sınıfı için Bossa işçisinin Öz İplik-İş’e geçmesi büyük bir kayıp olacaktır. Ancak bu kaybın sorumluluğunu olarak sadece eski Bossa şube yönetiminde aramak hiç de doğru değildir. Yaşanılan sendikal bürokrasinin gelmiş olduğu ibretlik bir sonuçtur. Sınıf mücadelesinde bu vb. suçlar Budak ve ekibin hanesine de yazılacaktır.”


Kaynak: Kızıl Bayrak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder