20 Şubat 2012 Pazartesi

Hukuk köşesi: Kadın işçilerin çalışma yaşamındaki hakları nelerdir?

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşıyor. Çok önceleri, dokuma işçisi kadınların, “eşit işe eşit ücret” ve çalışma saatlerinin düşürülmesi talebiyle başlattıkları mücadelenin ürünü olan 8 Mart’a bu kadar kısa bir süre kalmışken, kadın işçilerin çalışma yaşamındaki hakları ve sorunlarına kısaca değinmek istedik.

Bugün hala birçok işyerinde, kadın işçiler, erkek işçilerle aynı işi yapmalarına rağmen daha az ücret alıyorlar. Kadınlar hamile kalınca işten çıkartılıyorlar. Ancak bütün bu uygulamalar, yasa dışıdır. Çünkü İş Kanunu madde 5; işverene, “eşit davranma” zorunluluğu getirmiştir. İşveren, aynı işi yapan işçilere, ister kadın ister erkek olsun aynı ücreti vermek zorundadır. Ayrıca hamile kalan işçiyi, hamile kaldı diyerek işten çıkartamaz.

Kadın işçiler, bazı ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamazlar. Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği kadın işçilerin çalıştırılamayacağı işleri tek tek saymıştır. Ayrıca kadınların çalıştırılması yasaklanmamış ağır işlerde çalışan kadın işçiler ise her ay 5 gün ay başı geçirdiği tarihleri bildirerek bu tür tehlikeli ve ağır işlerde çalışmama hakkına sahiptir.

Kadın işçiler, elbette gece çalışmasına da kalabilirler. Ama İş Kanunu bu konuda da patronlara uymaları zorunlu olan kurallar getirmiştir. Öncelikle kadın işçilerin gece çalışması 7,5 saati geçemez. Yine, gece çalıştırılan kadın işçinin sağlığı, her 6 ayda 1 masrafı işverence karşılanılarak kontrol edilir. Sağlığı bozulan kadın işçi, işten çıkartılamaz. Sağlığı gece çalışmasından bozulmuşsa, gündüz mesaisinde görevlendirilmesi zorunludur. Ayrıca işveren kadın işçileri gece çalışmasına kaldıkları süre boyunda evlerine servisle getirip götürmeye mecburdur. Kadın işçinin, eşi de aynı fabrikada çalışıyorsa ve ikisinin çalışması da gece vardiyasına denk geliyorsa, kadın işçi isterse kendi çalışmasını eşininkinden farklılaştırabilir. Yine hamile olan kadın işçiler, hamilelikleri doktor raporu ile belirlendiği andan itibaren doğuma kadar, doğumdan sonra ise 6 ay süre ile gece vardiyasında çalıştırılamazlar. Bebeğini emziren kadın işçiler, bu 6 aylık süreyi doktor raporu ile 1 yıla kadar uzatabilir.

Kadın işçiler, hamile kaldılar diye işten çıkarılamazlar. Hamile oldukları dönemde işe gelmeyip izne ayrıldıkları dönemde, ücretlerinin 2/3’ü kendilerine ödenmek zorundadır. Doğumdan önce sekiz (ikiz vb. bekleniyorsa 10) hafta ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı hafta (çoğul hamilelik halinde 18 hafta) çalıştırılmazlar. Ancak, kadın işçi isterse doktorun onayı ile doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı süreler doğum sonrası sürelere eklenir. Bir başka ifadeyle kadın işçi doğuma üç hafta kalana kadar çalışabilecek durumdaysa kendi isteğiyle işe devam edebilir. Bu çalıştığı süreler doğum yaptıktan sonraki iznine eklenir. Hamilelik süresince kadın işçiye periyodik kontroller için ücretli izin verilir. Doktor raporu ile gerekli görüldüğü takdirde, hamile kadın işçi sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırılır. Bu halde işçinin ücretinde bir indirim yapılmaz. Kadın işçi ağır ve tehlikeli işte çalışıyorsa, hamileliğini etkileyecek ya da ayakta ve yorucu bir iş yapıyorsa sağlığına uygun hafif işlere geçirilir ve 4857 Sayılı Yasanın 5. Maddesinde yer alan eşit davranma ilkesi gereğince ücretinden kesinlikle kesinti, indirim yapılamaz.

Onaltı haftalık doğum izni sonunda, kadın işçinin isteği halinde, altı aya kadar ücretsiz izin verilir. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmaz. Kadın işçi ücretsiz izin almak isterse işveren bu talebi yerine getirmek yani izni vermek zorundadır. Kadın işçinin hamileliği ile ilgili kullandığı bütün izinler çalışma günü sayılır, yıllık iznine sayılamaz. Diğer bir ifadeyle yıllık izin hakkı ortadan kaldırılamaz.

Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler. 4857 sayılı yasanın 66. Maddesi uyarınca bu süre günlük çalışma süresinden sayılır.

Son olarak 1475 Sayılı Yasanın 14. Maddesi gereğince, kadın işçi evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde ister kendi arzusuyla işten ayrılsın, ister işveren çıkarsın, isterse kadın işçi yeni bir iş bulup işten ayrılsın (evliliği için yeni bulduğu işin daha uygun olduğunu ispat etmek şartıyla) “kıdem tazminatı” almaya her koşulda hak kazanır.

Kadın işçiler ilgili yasalardaki düzenlemeler hepi topu bunlardır. Bu hakları bilmek ve uygulanmalarını sağlamak önemlidir. Ancak daha da önemlisi bu hakların yetersizliğini görerek, daha fazlası için mücadele gerekmektedir. Doğum yapan kadınlara verilen izinler yetersizdir. Eşit işe eşit ücret kuralı uygulanmamaktadır. Kadınlara adeta yedek iş gücü muamelesi yapılmaktadır. Dahası işyerlerinde cinsel taciz saldırılarına maruz kalanlar da hep kadınlardır. Yeni yasal düzenlemelerle esnek çalışma biçimleri ile evden çalışmaları öngörülen, bu anlamda başta ciddi ücret düşüşleri olmak üzere, yol-yemek vb. işverenin işçiyi kendi mekanında çalıştırdığında yaptığı zorunlu harcamalar da ortadan kalkacaktır. Kısacası kadın emeği hiçleştirilirken, işveren karı arttırılmaktadır.

Kadın işçiler için tek çıkar yol, mücadeledir. Yasal hakların uygulanması da, geliştirilmesi de mücadeleden geçmektedir.
(Tekstil İşçileri Bülteni Şubat 2012)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder