-Kadın işçi olarak direniş sürecinizdeki talepleriniz nelerdi?
Eylem Çelik: Hugo Boss’ta kadın işçilerin yaşadığı pek çok sorun var. Bizim kreş hakkımız yok. Çocuğunu bir yakınına bırakamayan arkadaşlarımız var. Vardiyalı çalıştığımız ve vardiya saatleri normal iş saatleriyle örtüşmediği için çok zorlanıyoruz.
Düşünün, gece çıkıyoruz işten ya da sabaha karşı iş başı yapıyoruz... Hangi kreşe bırakabiliriz çocuğumuzu? Ya da iş dönüşü nasıl alabiliriz ki?bunun dışında kreş olmadığından süt veren anneler büyük zorluklar çekiyorlar. Sütlerini süt sağma odasında sağıp dolaba koyuyorlar.
Hacer Karsak: Öğlen sağıyorlar mesela. Gece dolaptan alıp eve götürüyorlar. Gece 1.00’de 2.00’de çocuğa o sütü veriyorlar. Kadınların özel günlerinde ise her hangi bir gözetme söz konusu değil. Aynı performansını senden istiyorlar. Bunu bir kenara bırakın, hamile kadınlardan yine % 100 performans istiyorlar. 7-8 aylık olunca artık biraz insaf ediyorlar. Doktorlar da göstermelik, işlevlerini yeterince göstermiyorlar.
-Son olarak çalışan işçilere özelde ise kadın işçilere neler söylemek istersiniz?
Eylem Çelik: Çalışan da, üreten de kadınlar. Mücadele etmek, sendikalaşmak, daha iyi koşullarda çalışmak onların da hakkı. Kadınlar tek başına karar veremiyorlar. Kocasına ailesine karşı hesap vermek zorundalar. Doğru bildiğini yapamıyorlar. Kadınlardan kendi iradeleriyle karar vermesini istiyorum. Kadın yumruğunu vurmalı. Onlardan beklediğimiz bu!
Hacer Karsak: Direnişimiz devam ediyor. Eylemlerle, daha hareketli olarak da devam edecek. Bundan sonraki adımlarımız daha da güçlü olacak. Hugo Boss’a sendika girene kadar buardayız!
(Tekstil İşçileri Bülteni Şubat 2012)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder